Varşova'da Gezilecek Yerler


Polonya’nın başkenti Varşova’da gezilecek ve görülecek çok fazla yer var. Kültürel ve tarihi açıdan bütün güzelliğiyle şehir gerçekten harika ve kesinlikle görülmeye değer.

Varşova günümüzde Polonya’nın en büyük şehridir ve iki milyondan fazla nüfusuyla bir metropole dönüşmektedir. Polonya'da hemen hemen tüm güzel şehirlerden geçen ve Polonya’nın en uzun ve görkemli ırmağı olan Vistül (Wisla, Vistula) nehri, şehrin ortasından geçer. Şehrin tarihi dokularını hissetmek için ilk uğramanız gereken yer tabii ki de şehrin eski meydanı yani Rynek Starego Miasta’dır.

Rynek Starego Miasta

Pastel tonlarla boyalı yapılar geç Barok dönemini yansıtır ve insanın içini ısıtacak güzellikle meydanı kaplarlar. Bu meydan eskiden pazarların kurulduğu, şimdilerde turistleri cezbeden; çeşitli lokantaların, otellerin ve hostellerin bulunduğu bir yere dönüşmüştür. Meydanın bir kısmında da devasa kraliyet şatosu dikkatinizi çekecektir. Bu şato, eskiden Leh hükümdarlarının resmi olarak konakladığı yerdi. Kraliyet şatosu şimdilerde içindeki eserlerle birlikte müze olarak ilgilere ve turistlere açılmıştır. Halen resmi davetlerin ve devlet toplantılarının da yapıldığı bir yerdir. Barok stilinin güzel bir örneği olan bu şato kesinlikle Varşova ziyareti sırasında gezilmesi gereken yerlerden biridir.

Lazienki Park

Şüphesiz ki Lazienki, Varşova’da bir gününüzü harika bir şekilde geçirmenize sebep olacak kocaman bir park olarak aklınızda yer etmeli. Burada dikkatinizi en çok çekecek şeylerden biri suyun üstündeki saray yani Lazienki Sarayı olacaktır. Anılma biçiminden de belli olduğu gibi bu saray Lazienki Parkı’ndan geçen suyun üzerindedir ve hemen karşısındaki köprüden saraya ait harika fotoğraflar çekmeniz mümkündür. Bu kare şeklindeki saray hamam olarak 1680li yıllardan yapılmıştır. İçerisinde banyo odalarının yanı sıra yemek odası, yatak odası gibi çeşitli odalar da bulunmaktadır. En son 2013 yılında restore edildiği için gönül rahatlığıyla gidip görülebileceğini de belirtmek gerek. Bu parkta dikkat çeken bir diğer şey ise Chopin’in heykelidir. Bir havuzun başına koyulmuş devasa Chopin heykeli 1910 yılında dikilecek olmasına rağmen Birinci Dünya Savaşı yüzünden 1926’da ancak dikilmiştir.

Palac Kultury i Nauki

Bu saray Varşova’da trenden indiğinizde, eski meydana doğru yürürken solunuzda kalacak kocaman bir gökdelen şeklindedir. Bu gökdelen Moskova’da da yedi kadar örneğinin bulunduğu, gotik ve Rusya barok stilinin birleştiği Stalinist mimariyle yapılmış bir gökdelendir. Mimari tarzından da anlaşılacağı gibi bu binayı Stalin 1952-55 yılları arasında diktirmiştir. Bu gökdelen günümüzde Kültür ve Bilim Sarayı ismiyle anılmaktadır. Lehlerin birçoğu Sovyet rejimini temsil ettiği gerekçesiyle bu binadan nefret etse de bina zaman içerisinde Varşova’nın simgelerinden biri haline gelmiştir. İçerisinde sinema ve tiyatro salonlarının, iki müzenin, kitapçıların, sergi bölümlerinin, ofislerin, yüzme havuzunun ve hatta bir üniversitenin bulunduğu binanın en üst katı da turistler için şehrin panoramik görüntüsünü izleyebilecekleri kadar yüksektir. Zaten bu bina Varşova’nın ve Polonya’nın en yüksek binasıdır.

Muzeum Powstania Warszawskiego

Varşova Kurtuluş Müzesi kesinlikle gezinizin bir parçası olmalı. 2004’te açılan bu müze, isyancıların kullandığı silahlardan tutun, aşk mektuplarına kadar birçok eseri barındırır. Burası, kurtuluşa sebep olmuş insanların bir portresinin çizilmeye çalışıldığı bir müze olarak kurulmuş. Müzenin bir kısmında Nazilerin verdiği zararı ve dehşeti yansıtan bir bölüm de bulunmakta. Aynı şekilde Komünist kısımda da Sovyet Rusya’nın etkilerini izlemeniz mümkün.

Muzeum Historii Zydow Polskich

Şüphesiz Varşova durağında atlanmayacak en önemli duraklardan birisi de Leh Yahudilerin Tarihi Müzesi. Müze adından da anlaşılacağı gibi soykırımda ölen Yahudilerin anısına, onları anlatmak ve ziaretçileri tanıtmak amacıyla 2013 yılında açılmış. Yalnızca soykırıma değil, Yahudilerin ortaçağdan bu yana yaşamlarını açıklayan ve anlatan soykırıma kadar geçen zamanı gösteren öğeler de mevcut.

Muzeum Fryderyka Chopina

Son olarak da Varşova’da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında Chopin müzesi bulunmakta. Chopin 1830’da Varşova’yı terk edene kadar burada Ostrogski Sarayında yaşamıştır. Multimedyaların kullanımıyla interaktif bir hale getirilen bu müze epey ilgi çekici olmasının yanı sıra, Chopin’in el yazmalarının da bulunduğu bu müze Chopin hayranları için ziyarete değecek bir yer. Bu müze dışında Chopin’in doğduğu evi de görmek isterseniz müzeye danışarak yerini öğrenebilir ve orayı da görme fırsatına sahip olabilirsiniz.